rekabetçi nesiller yetiştirerek muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız. elbette önce öğretmenlerimiz rekabetçi olsun ki yetiştirecekleri çocuklar da rekabetçi olsun. kapitalizmin mottosu bu. sosyal medya bu rekabetin yaşandığı en sert ve düzensiz alan.
30-40 yıldır yerleşen meslektaşlar arası yarış artık iyice sertleşti ve ana noktasından da uzaklaştı. ana noktadan kastım ise mesleği geliştirmek, topluma katkı vermek. piyasa olarak eğitim ve sağlık en yüksek ciroların olduğu iki ana alan. ve istismara da çok açık iki alan.
öteden beri teknolojiyi gayet başarılı kullanırım. hele mesleğimde çoklukla faydalandım hem kendime hem öğrencilerime faydalı olmuştur. sosyal medya çıktığından sonra da yaptığım uygulamaları örnek olması ya da geliştirilmesi açısından paylaşmışımdır. ama eğitsel bir önermesi varsa, eğitsel bir bakış açısı varsa bunu yapmışımdır. kaldı ki öğrencilerimin yüzlerini, kimliklerini deşifre edecek paylaşımlar yapmadım.
oysa gördüğüm kadarıyla fenomen öğretmenlik diye bir durum varmış. hem reklamını yapmak hem de ayrıca ek gelir kapısı olarak sosyal medyayı kullanmak diye bir durum varmış. amaç eğitim, öğretim, yöntem-teknik geliştirmek, mesleğe katkı koymak değil bildiğimiz tribüne oynanan haller. meslek etiği, kişisel haklar vb hiç dert değil. üstelik de kendi kişisel dünya görüşünü yansıtan işler yapmak da dert değil “makul ve makbul” çemberdeysen.
medyaya yansıyan son fenomen öğretmen olayı hem siyaset yapma hem çocukları ve mesleği bir araç olarak kullanma noktasında arızalı bir yaklaşım. çoğunlukla siyasi yönü ele alınsa da mesleki anlamda da hatalı ve yanlış kullanıma örnek bir çok olaya imza atmış öğretmen.
mesleğe ilk başladığımda da zümre öğretmenler toplantıları yapılırdı. emekli olduğumda hala yapılıyordu. amacı öğretmenler arasında iletişim, bilgi, deneyim paylaşımı olan bu toplantıların hiç bir gerçekliği ve işlevi kalmadı üstelik. artık iletişim çağında gelişmek, öğrenmek isteyen bir öğretmen pek çok kaynağa çok kolay ulaşabiliyor çünkü. bu anlamıyla sosyal medya paylaşımlarını değerli buluyorum. söz konusu olay ise bunların çok dışında.
tekrar başa dönerek bitirmek gerekirse: tek başına rekabet hiç bir şeydir. ortak amaç ve grup aidiyeti, birlikte gelişme gibi ortaklaşan değerler yoksa. öğretmenin sosyal medya kullanımı da bu alana hizmet ederse verimli olur. yoksa herkesin kendi reklamını yaptığı, çocukları figüran olarak kullandığı, kendi çıkarları için kullanan öğretmen fenomen değil öğretmen olamaz.