eğitimde iksirci yaklaşımlar eğitim mi?

eğitim
eğitim
A+ A-

sosyal medya kullanalar mutlaka görmüştür son zamanlarsa bir eğitim firmasının reklamını. reklamın birinde diyalog şöyle başlıyor rehber öğretmenle: “bu hafta neler yaptık?” oysa gerçek bir rehberlikçi böyle cümle kurmaz, böyle konuşmaz.

çünkü sorumluluk öğrencinindir, ne anneyle ne babayla ne de öğretmen işin sorumlusu değildir. öğretmen ve ebeveyn düzenler, imkan yaratır, destek verir. aslında yazımın konusu bu değil. konu da önemli bir ayrıntı.

özellikle sağlıkta ya da eğitimde “iksir” satanlar çok. çünkü devasa ekonomik bir potansiyel var bu alanlarda. haliyle şarlatanları da çok. bir başka “iksirci”nin şöyle bir reklamını gördüm: 29 günde okuma yazma öğretiyor.” diyor reklam postunda. olabilir mi olur tabi ki. 15 günde bile olur. peki ne var bunda değil mi?

gelelim asıl derdimize. eğitimden ne anlıyoruz? sorusunu yanıtlayalım yeter bize. eğitimden anladığımız bilgiyi, davranışı öğretmekse bu kaba bir eğitimdir. yoğurt mayalamayı öğretmek gibidir. kek yapmayı öğretmek gibidir. arabanın lastiğini değiştirmek, onarmayı öğretmek gibidir. ya da tarih, dil bilgisi öğretmek gibidir. yıllarca bizlere “dershanelerde çok güzel ve kolay öğretiyorlar niye okullarda öğretmiyorlar?” sorusunu sorduran sorudur bu aslında. çünkü dershanelerde kısa yol, hap bilgiler verilir. nedeni, nasılı, nerden geldiği verilmez ve sorulmaz. aslında bir nevi doping gibidir.

eğitim hele de kamusal eğitim öğrenciyi hayata hazırlar, hazırlamalıdır. bunun içinde var olan yeteneklerini geliştirmek, olmayan yeteneklerini kazandırmakla sorumludur. ki zekayı kullanmayı, problem çözme yeteneği kazanmasına yardım etsin. bilgiyle yeni bilgileri merak etsin, yeni kapılar açsın.

gelelim 29 günde okuma yazma işine. eskiden cümle yönteminde de bazı arkadaşlarımız okuma yazma işini hemen bitirirlerdi. çünkü hece ezberleme yöntemini kullanırlardı. müfredatın aksine. şimdiki ses yönteminde bunu yapan muhtemelen daha fazla vardır. hele de sesli harfleri verip sonrasında her sessizle 16 heceyi oluşturmak kolay.
ben şuna itiraz ediyorum. amaç çabuk okumak değildir. okuma yazma sürecinde çocuklara düşünme, zekasını kullanma süreçleri de işletiliyor. önce öğrendiği bilgiyle sonra öğrendiği sesleri, heceleri harmanlamayı, birleştirmeyi, ayırmayı yapıyor öğrenci. zekasını kullanmak zorunda. zekasını çalıştırmak zorunda. yine bu süreçte sesi algılama, ayırt etme, görseller okuma sanatsal alt yapısına da katkı verir.

diğer önemli olanı ise kelimelerden cümle yapma, eksik cümleleri tamamlama, verilen cümledeki hatayı bulma vb okuma süreçleri anlama yeteneği için çok değerlidir. yoksa herkes okur ama okuduğunu anlayan yorumlayan çok daha azıdır. dolayısı ile anlamlı okumak, okuduğunu değerlendirebilmek okuma yazma sürecinde çok önemlidir. zekayı, bilgiyi kullanmayı öğrenmek de bir o kadar elbette.

“doğal bitkiden yapıldı hiç bir zararı yok.” diye yanlış bilgi nasıl bir hataysa her kolaylaştırıcı eğitim aracıda ebeveyn tarafından bilinmeyen zararlara sahiptir. yapay zekaların hayatımıza girdiği bu zaman diliminde yaratıcılığı olmayan, bilgiyi kullanmayı bilmeyen bir kişi yapay zekayı bile kullanamaz. akıllı telefonları bile kullanamadığımız gibi. ticari olan firmalar ticari bir firmadır. başka da bir şey değildir. sektörü ne olursa olsun.

anadolu’da bir söz vardır: “yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder.” diye. yarım öğretmen ya da kaynak da öyle. eğitim sadece öğretim değildir. bunun için zamanımızda “öğrenmeyi öğrenme” sloganı kullanılır. sahi siz eğitimden ne anlıyorsunuz?

Paylaş:
Etiketler: , , , , , , , ,

Yazar Hakkında

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed

İlginizi Çekebilir

facebook

instagram

twitter

andan

aynı pozisyonda tartışmasız güneş gibi parlak iki penaltı var. ama hakem maçı bitirdi. fb hoca değiştirirse şampiyon olur ama.
kiraz fiyatlarının enflasyon sepetinde olmadığını iddia ederim ama ispatlayamam.
şaban hakan “şampiyonlukların 8’i direkt, 14’ü en direkt sayemizde oldu.” mu demiş? hangi takım ki ??
6S’nin şampiyonluk hasreti 1973Ten bu yana 52 yıla çıktı. x’den alıntı. (determinist )

en popüler

köşe vuruşu

eğitim

günden

Menü