içinden önce dışına yapılan eleştirileri de bakmakta fayda var, kaçıncı yeni olduğunu sayamadığımız müfredatın. yanlış hatırlamıyorsam bu dördüncü olsa gerek 2004’ten bu yana.
bakanlar değişti eğitim değişmedi.
müfredatlar değişti eğitim değişmedi.
yazılarımız değişti başarı değişmedi.
harflerimizin yazılışı değişti yazılar güzelleşmedi.
sınav isimleri değişti sonuç değişmedi.
sınav modelleri değişti sorun çözülmedi.
bu kez “maarif modeli” oldu hadi hayırlısı diyelim.
neden adı maarif
adıyla mı başlasak, kaynakçası, yazanı belli olmadığından mı bahsetsek bilemedim ama en azından şöyle başlanır, şöyle de isimlendirilebilirdi. eğitemiyoruz bari öğretelim deyip “öğreten müfredat” derdim ismine. “maarif modeli” ismi de değişik gelmiştir sanırım bir çok kişiye. maarifin ilk anlamı da zaten bilgi ve kültür.
maarif kelimesinin etimolojik olarak bakarsak:
arapça maˁārif معارف “marifetler” sözcüğünden alıntıdır. arapça sözcük arapça ˁrf kökünden gelen maˁrifat معرفة “bilgi, beceri” sözcüğünün çoğuludur. arapça ˁrf kökünden gelen maˁrifat معرفة “pratik bilgi, beceri, hüner, irfan” sözcüğünden alıntıdır. arapça sözcük arapça ˁarafa عرف “bildi, öğrendi” fiilinin mastarıdır.
yani aslında beceri, hüner, bilmek, öğrenmek, tanımak fiillerini içeren bir kelime ki hakikaten kapı öğreten müfredata çıkıyor gibi. ama öğretebilir mi? ya da ne öğretiyor sonrasında sorulabilecek sorulardır elbette.
bir diğer eleştiri konusu ise yazarı kim, kimler çalışmış, hangi kaynaklar kullanılmış, hangi kaynaklara atıf yapılarak bu müfredat üretilmiş hiç bir bilginin olmadığıdır. eğitim bilimsel bir iştir ve her şeyden önce hangi işi yapıyorsan yap işin paydaşları ikna edilmiş olmalıdır. ikna etmek için de veriler, kaynaklar, atıflar yapman gerekir.
bu kadarıyla bakarsak( içerikten bağımsız olarak ki orada da ilginç bilgiler var)
eğitimde en temel ders anadildir çünkü okuma, anlama bu ders üzerindedir. sonrasında ise en gerekli, en donanımlı olması gereken iki ders vardır. matematik ve felsefe. veri toplayıp analiz yapmak, veriyi kullanmak, sonuçları yorumlamak, tartışmak… bu derslere bağlıdır. bilimin, gelişmenin de direği olan bu derslerin etkisizleştirilmesi, içinin boşaltılması gelen eleştirilerden en çoğu.
yeni müfredat ismiyle bile yeni değil. eğitim fakültelerinden hiç bir ses yok. yazan, çizen, düşünen eğitim uzmanı akademisyenler ise müfredatı eleştiriyor. son not olarak da eğitimin kalitesini arttıran ya da azaltan sorun yumağında müfredat yüzde kaçtır acaba diye sormadan edemiyorum.