Rakamların açılarla bir ilgisi var mı? Sosyal medyada yayılan bir bilgiye göre rakamdaki açı sayısı ile rakamlar arasında ilgi olduğu ve rakamların buradan doğduğu anlatılır. Peki bu bilgi ne kadar doğru? Matematiksel.org sitesinde incelenen konu hakkında gerçek bilgiye ulaşabiliyoruz. Aşağıda sitdeki makaleyi okuyabilirsiniz.

Sayılar binlerce yıl boyunca dostumuz olmuştur. Onları keşfetmemiz taşı yontmaya başlamamızla aynı zamana denk düşse de, bugün alışık olduğumuz biçimlerine kavuşmaları uzun zaman almıştır. Yani hiç kimse sayıları bir gecede belli kuralları ortaya koyarak yaratmamıştır.
Sayılar biz değişip geliştikçe, bugün dünyaya hükmeden katı biçimlerine kavuştu. Babilliler, Çinliler, Mayalar, Mısırlılar, İbraniler ve Yunanlılar ve daha bir çok kültür kendi sayı sistemini geliştirdi. Ancak nedense onları belli kalıplara uydurmaktan evrensel olarak keyif alıyoruz gibi gözüküyor. İşte size bir örnek daha

Günümüzde Kullandığımız Rakamların Kökeni Nedir?
Rakamların gelişiminin ilginç bir geçmişi vardır. Hatta bu tarihi anlatmak için ciltler dolusu kitap yazılmıştır. Ancak bunun geometri ile herhangi bir bağlantısı yoktur. Öncelikle günümüzde kullandığımız rakamlar yani 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 simgelerini içeren rakam sistemi, Hint-Arap rakamları (Hindu-Arabic numerals / figures) olarak adlandırılmaktadır.
Bu rakamların dünya genelinde Hint – Arap rakamları olarak bilinmesinin nedeni de ilk olarak Hindistan’da şekillenmiş ve daha sonra Arap matematikçiler tarafından Batıya tanıtılmış olmasıdır.
Hindistan’da matematik, MS 1. binyılın ilk yüzyıllarında hızla ilerledi. Bu rakamların kökeni ise Hintli matematikçi Aryabhata’nın ve çağdaşlarının çalışmalarına dayanıyor. 476-550 yılları arasında yaşayan Aryabhata Hint matematiğinin altın çağının ilk matematikçilerinden ve astronomlarındandır.
Aşağıda gördüğünüz Bakhshali el yazması, 1881’de Mardan, Bakhshali köyünde (günümüz Pakistan’ında Peşaver yakınında) bulunan huş ağacı kabuğu üzerine yazılmış eski bir Hint matematik metnidir. Hint matematiğine dair günümüze ulaşan en eski metin olarak kabul görmektedir. El yazması çeşitli problemlerden ve bunların açıklamalarından oluşmaktadır.

Aşağıda ise bu el yazmasında kullanılan rakamları görüyorsunuz. Hint matematikçileri bizim bugün kullandığımız rakamların orijini olan eski Brahmi rakamlarını kullanırlardı. Kullanılan sayı sisteminde Hint alfabesindeki 33 sessiz harfe sayısal değerler verilmekteydi.
Gördüğünüz gibi Sanskritçe tabanlı olan bu rakamların açılar ile herhangi bir bağlantısı bulunmuyor. Ayrıca hoş bir şekilde bu el yazmasında sıfır sayısı da karşımıza çıkıyor.

Sıfır sayısı 3. ve 4. yüzyıllarda, bir yer tutucu olarak Hint matematiğinde kullanılmaktaydı. Bilindiği üzere sıfırın sayı olarak kullanımını da Hintli bir matematikçi olan Brahmagupta’ya (598–668) borçluyuz.
Hint Rakamlarının Arap Dünyasına Yayılması
Arapların, Hint rakam sistemi ile bilinen ilk tanışmalarından biri M.S. 773 yılında Halife Mansur’a sunulan Hint astronomi kitapları ile olmuştur. İslamiyet’in yayılması ile birlikte artan Hint-Arap ilişkileri sonucunda da Hint rakamları Ortadoğu’da zaman içinde yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu esnada da akla gelen en önemli isim elbette M.S. 825 tarihlerinde Halife Memun’un izni ile, Hint matematiğini incelemek üzere Hindistan’a giden Harezmi gelmektedir. Harezmi, Abbasi Döneminin tanınmış matematik, coğrafya ve astronomi uzmanıdır. ( Kendisini daha iyi tanımak için: El Harezmi: Medeniyetler Arasında Matematiksel Bir Köprü)
Aynı zamanda cebirin babası olarak da tanıdığımız ünlü matematikçi Hindistan’daki matematik biliminden etkilenerek, Aryabhata’nın çalışmaları üzerine 820 yılında bir kitap yazmıştı. Bu kitabın Latince’ye çevrilmesiyle Hindistan’dan çıkan rakamlar Batı dünyasında hızlı bir yayılışa neden oldu.
Bunun için de İtalyan Leonardo Bigollo Pisano (1170 – 1250), ya da bildiğimiz adıyla Fibonacci’ye teşekkür etmeliyiz. Fibonacci, babasıyla yaptığı yolculuklar sonucunda tanıştığı Hint-Arap matematiğinden son derece etkilenmişti. Bunun sonucunda 1202’de Liber Abaci adlı kitabı kaleme aldı. Kitap, Hint-Arap sembollerini Avrupa’ya tanıttı.

Sonucunda zamanla Roma rakamlarının yerini bugünkü 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, ve 9 sembolleri aldı. Görüldüğü üzere günümüzde kullandığımız rakamların kökeni bir kaç açı ile açıklanamayacak kadar kapsamlıdır. Bu nedenle tık tuzağı gibi de düşünmeniz gereken paylaşımlara itibar etmeyiniz. Ayrıca bu yazımızın da ilginizi çekeceğini düşünüyoruz.
alıntı : matematiksel.org